Bursa Uludağ Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Yüksel Okşak'ın moderatörlüğünde gerçekleşecek program MÜSİAD İnegöl Şubesi toplantı salonunda gerçekleşti.
Programın açılış konuşmasını yapan MÜSİAD İnegöl Şube Başkanı Bahri Sinan Yazaroğlu, şunları söyledi:
“Bizler MÜSİAD olarak 34 yıldır gücümüzü üyelerimizden alarak ilerliyoruz. Dünyanın 84 ülkesinde, 100 irtibat noktasında varız. Dünya genelinde 14 bin üyemiz ve 60 bin firmamız ile yaklaşık 2 milyon kişiye istihdam sağlıyoruz. Oluşturduğumuz katma değer ile Türkiye ekonomisinin gelişmesine yön veriyoruz. Yerli ve milli üretim gücümüzden aldığımız ilham, kaliteli hizmet vizyonumuz, otomotivden gıdaya, sağlıktan inşaata, turizmden lojistiğe kadar hemen her alanda dünya çapında işlere imza atan girişimci ve yatırımcılarımızla, dünyaya örnek olacak iş modelleri kurguluyoruz. Aynı zamanda MÜSİAD olarak üyelerimizin sosyal, ekonomik ve kültürel bilgi birikimlerine bir yenisini katmak için konferanslar, seminerler ve paneller gerçekleştiriyoruz. Bu akşam Değerli Siyasetçi Sayın Metin Külünk’ün katılımı ile başlattığımız söyleşiler serisine devam ediyoruz. Sayın Külünk’e bir kez daha teşrifleri için şükranlarımızı sunuyoruz.”
Daha sonra söz alan Siyasetçi, Yazar Metin Külünk, Türkiye’deki ekonomik sorunun sorumlusunun dar gelirli değil 10 milyon sermaye sahibinin olduğunu ifade ederek, “Mevcut sistem ezen ve ezilen düzenidir. Türkiye’de de küresel ölçekte de böyledir. Türkiye’de enflasyonun sorumlusu dar gelirli değildir, sabit gelirdi değildir, emekli değildir, köylü değildir, esnaf değildir. Türkiye’de enflasyonun yegâne sebebi Türkiye’de ne olursa olsun kazanmaya odaklanmış 10 milyon sermaye sahibidir. Kardeşim dar gelirlinin tükettiği ney? Bu milleti proteinsiz, karbonhidrata tutsak etmek vebaldir. Bu kadar açık sözlü konuştuğum için rahatsız olanlar var ama Azrail tek kişilik, mezar tek kişilik, ahiret tek kişilik, hesapta tek kişilik. Yaş ortalaması 20-25 evine sadece makarna ve ekmek götüren ve onunla hayatını idame ettiren insanların hukukunu gözetmek mecburiyetindeyiz. Biz gerçekten böyle bir şey istiyor muyuz? Faizsiz bir toplum istiyor muyuz? Beraberinde zekatı 40’ta 1’e kitlemeyip, zekatın toplumsal dengeyi sağlayıcı, dominant bir güç olduğunu içselleştirip “Ben zekatımı verdim, Altında stoklarım, gümüşte stoklarım, dolarda stoklarım” mı diyeceğiz, yoksa Dicle kenarında bir kurt kapsa koyunu, Gelir de adl-i ilâhi sorar Ömer'den bilinciyle, Hakkari’nin Yüksekova Derecik’in, Nusaybin’in, Ardahan’da, Iğdır’da, Muğla’da bir köyde bir insanın yoksulluğunu, imkansızlığı hissedip o zekat o insanın yoksulluktan, imkansızlıktan çıkışına sebep olacak bir güç olarak hayatın merkezinde işlevsel hale gelmesini isteyecek miyiz? Ülkede kaç tane babayiğit var bunu isteyecek söyleyin bakayım?”
Mobilya sektörüne önemli tavsiyelerde bulunan Külünk, “Önünüz çok açık. Uyarıyorum sizi Suriye ve Irak’a hazırlık yapın. Türk dünyasının hareketlerini izleyin. Paranın en önemli adreslerinden birisi Kazakistan oldu. Dolayısıyla orayı fark edin. Özbekistan’ı fark edin, Çin’i fark edin, Hindistan’ı fark edin, Latin Amerika pazarını fark edin, Afrika’yı fark edin. Özellikle Afrika’nın tarzına uygun mobilyacıları fark edin. Ama önce Suriye’de fabrika kurmak dahil her şeyi düşünün ve kendinizi hazırlayın. PKK tasfiye olacak, bölge rahatlayacak. Bu bölgenin merkez ucu biziz. Bize rağmen hiçbir şey olmaz. Denediler ve yapamadılar. Dünya’da buna mecbur. Türkiyesiz bir dünya dengesi olmaz. O nedenle önünüz çok açık. Sadece 1 yıl 1 buçuk yıllık zor bir dönem var. O zorlu döneminde temel noktada aşılmasına dair bütün parametreler ortaya çıktı. Ama bundan sonra bize ciddi anlamda içeride kaos üretmek için hamle yapabilirler. Dünya’da suikastlar geri gelebilir. TUSAŞ tarzı saldırılar mümkün olabilir. Ama bunların hiç birisi bizim küresel ölçekteki güç merkezi olma kabiliyetimizi asla engelleyemez. Burada problem yok. Siz kendinizi bana göre bu 3 güney hattına göre hazır hale getirin. Ama içeride üretim konseptinizi yapay zeka üretimine uygun büyük değişime hazır hale getirin.”diye konuştu.