Son günlerde Marmara Bölgesi'nde, özellikle İstanbul ve Bursa'da görülen Batı Nil Virüsü vakaları, kentte yaşayanlar arasında endişeye yol açtı. Özellikle baraj gölleri ve durgun su kaynaklarının bulunduğu ilçelerde vakaların artış göstermesi, sağlık otoritelerini harekete geçirdi.BURSA (İGFA) - Son günlerde dünya ve Türkiye’de gündeme gelen Batı Nil Virüsü vakaları Bursa ve İstanbul’da artış göstermeye başladı. Bursa’nın çeşitli bölgelerinden bildirilen vakalar, hastaneye yatış gerektiren ciddi durumlar içeriyor.

BURSA’NIN RİSK ALTINDAKİ BÖLGELERİ

Güzelbahçe Belediyesinden hastane hizmeti Güzelbahçe Belediyesinden hastane hizmeti

Uzmanlara göre Bursa'da özellikle Nilüfer, Gürsu ve İznik gibi su kaynaklarına yakın bölgelerde yaşayan vatandaşlar, sivrisineklerin çoğalması nedeniyle daha büyük risk altında. İznik Gölü çevresi, Culex türü sivrisineklerin üreme alanı olarak biliniyor ve bu da bölge halkının Batı Nil Virüsü riskiyle karşı karşıya kalma olasılığını artırıyor. Nilüfer ilçesinin baraj gölleri ve su birikintilerine yakın yerleşim alanlarında da benzer riskler söz konusu.

Özellikle yaşlı ve bağışıklık sistemi zayıf olan vatandaşların herhangi bir ateş, baş ağrısı, kas ve eklem ağrısı gibi belirtiler yaşaması durumunda derhal bir sağlık kuruluşuna başvurmaları öneriliyor. Bursa Şehir Hastanesi ve Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi gibi büyük sağlık kurumları, virüsün teşhisi ve tedavisi için gerekli donanıma sahip durumda.

VİRÜSÜ NASIL ÖNLENEBİLİR?

Bursa’da yerel yönetimlerin, sivrisinek popülasyonunu kontrol altına almak için etkin bir işbirliği içinde çalışması gerektiğini kaydeden uzmanlar, özellikle yazlık evler ve çiftliklerin bulunduğu alanlarda yaşayan vatandaşları, su birikintilerini önlemeleri ve daha dikkatli olmaları konusunda  uyarıyor. Uzmanlar, dış çalışmaları dışında vatandaşların da sinek kovucular, sineklikler ve cibinlikler kullanarak kişisel önlemler almalarını öneriyor.

UZMANLAR VİRÜS KONUSUNDA UYARIYOR

Uzmanlar, Bursa ve Marmara Bölgesi'nde artan Batı Nil Virüsü vakalarının ciddiye alınması gerektiğini vurgulayarak, vatandaşların ve yerel yönetimlerin tehdide karşı birlikte ve organize hareket etmeleri gerektiğini dile getiriyor.  

Kaynak: igf