Akıllı teknolojiyi kullanırken verilen izinlere dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Bilişim Uzmanı Hakan Topuzoğlu, “Aslında tabii ki bu teknolojileri ne kadar çok kullanırsak o kadar çok riski de üstlenmiş oluyoruz. Akıllı teknolojilerde aslında aklın merkezi nerede ona bakmak gerekiyor. Haliyle eğer o aklın merkezi siz değilseniz, siz yönetemiyorsanız ya da bu yönetim başkasının eline geçebiliyorsa büyük bir risk haline geliyor. Daha önce filmlerde izlediğimiz trafik ışıklarının hacklenmesi sorununa benzer işte akıllı bir buzdolabı kullanıyorsanız, buzdolabının hacklenmesi ya da diğer cihazları kullanıyorsanız, kamera kullanıyorsanız kameraların ele geçirilmesi gibi riskleri de almış oluyorsunuz. Tabii ki yine bir uygulama üzerinden yönetildiği için bu uygulamanın güvenli olduğunu bilmemiz gerekiyor. Bununla birlikte şifre seçiminde her zaman belirttiğimiz gibi güvenli ve güçlü şifreler, kolay hatırlanmayacak şifrelere sahip olmamız gerekiyor. Bir de şöyle bir risk de var. Akıllı telefonlarla birlikte hepimiz eğer Android telefon kullanıyorsak bir g-mail adresi de kullanıyoruz ve tüm şifreleri de burada depoluyoruz. Haliyle böyle yaptığımız zaman da tüm şifrelerimizin de erişim riskini ortaya çıkarmış oluyoruz. Yani bir kişi bizim g-mail adresinin şifresini ele geçirirse sahip olduğumuz tüm şifrelere ulaşabiliyor. Tabii bunun içerisinde tüm uygulamalar da yer aldığı için bankacılıkla ilgili olabilir ya da akıllı cihazlarla ilgili olabilir, işte bildiğiniz üzere kameralar, buzdolabı, hatta televizyonlar ve daha birçok cihaz artık akıllanmış durumda ama dediğim gibi bu aklı sürekli bizim yönetiyor olmamız, bununla birlikte verdiğimiz izinlere dikkat etmemiz gerekiyor. Mesela kamera izni vermiş oluyoruz ya da ses izni vermiş oluyoruz, bir konuda konuştuğumuz anda o konuyla ilgili reklamlar geliyor diye şikayetleniyoruz. Sadece reklam kadar masum değil. Bununla birlikte eğer biz bu izinleri verdiysek başka tehlikeleri davet etmiş oluyoruz” dedi.
Topuzoğlu, akıllı teknoloji ile daha interaktif iletişim sağlandığı için vazgeçilemediğini söyleyerek, “Akıllı teknoloji risktir ama tabii ki vazgeçemiyoruz da. Neden? İşte televizyonlardan örnek vermek istersek akıllanmasıyla birlikte interneti kullanabildik ve birçok programı kaydedebildik ya da daha sonra izleyebildik. Benzeri şekilde hatta ileride insanların kendi ilgi alanlarına göre biraz daha bu konuda geliştirilecek ve ilgili filmler ya da programlar karşısına çıkacak gibi birtakım çözümler de getirecek. Bununla birlikte işte akıllı telefonlarla beraber daha interaktif iletişim sağlayabiliyoruz. Dediğim gibi her zaman bilinçli olmak, dijital okur-yazarlığı güçlendirmek ilkokul çağlarından itibaren, hatta şu anda 70-80’li yaşlar demeden yaşlılar seviyesinde de bu tarz eğitimlerin, bilinçlenme çalışmalarının arttırılması gerektiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.