Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve İranlı mevkidaşı Abbas Arakçi ile Katar’da düzenlenecek Doha Forumu marjında görüşme gerçekleştireceklerini belirterek, "Görüşmenin (Suriye’deki) durumu istikrara kavuşturmaya yardımcı olacağını umuyorum" dedi.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, ABD’li gazeteci Tucker Carlson’a röportaj verdi. Bakan Lavrov, ABD ile Rusya’nın şu anda savaş halinde olup olmadığı yönündeki soruyu, “Ben öyle demem. Her halükarda istediğimiz bu değil. Elbette tüm komşularımızla normal ilişkiler kurmak istiyoruz. ABD gibi büyük bir ülkeyle normal ilişkilere sahip olmak isteriz. Rusya ile ABD’nin işbirliği yapamaması için hiçbir sebep görmüyoruz. Resmen savaşta değiliz. Ancak Ukrayna’da olan şey, bazı insanların buna hibrit savaş demesi. Ben de buna hibrit savaş derdim ama Ukraynalılar, ABD askerlerinin doğrudan desteği olmadan uzun menzilli modern silahlarla yaptıklarını yapamazlardı. Bu tehlikeli, buna şüphe yok” şeklinde cevapladı.

Lavrov, “Durumu daha da kötüleştirmek istemiyoruz, ancak ATACMS ve diğer uzun menzilli silahlar Rusya topraklarına karşı kullanıldığı için sinyaller gönderiyoruz. Birkaç hafta önce Oreşnik adlı yeni silah sistemiyle verilen sinyalin ciddiye alındığını umuyoruz” dedi.

Lavrov, “Savaşı başlatan biz değiliz. Putin, Kiev rejiminin Donbass bölgelerinde kendi halkına karşı yürüttüğü savaşı sona erdirmek için özel askeri operasyon başlattığımızı defalarca söyledi. Son açıklamasında Başkan Putin her türlü ihtimale hazır olduğumuzu açıkça belirtti. Ancak Rusya’nın meşru güvenlik çıkarlarına saygı temelinde ve hala Ukrayna’da yaşayan Ruslara ve temel insan haklarına, dil haklarına, dini haklarına saygı temelinde müzakereler yoluyla barışçıl çözümü şiddetle tercih ediyoruz” ifadelerini kullandı.

“Hipersonik sistemi test ederek vermek istediğimiz mesaj; meşru çıkarlarımızı korumak için her şeyi yapmaya hazır olduğumuzdur”

Lavrov, Rusya’nın Oreşnik füzesiyle göndermek istediği sinyale ilişkin, “ABD ve ABD’nin Kiev rejimine uzun menzilli silah sağlayan müttefikleri, Rusya’nın stratejik yenilgisini sağlamalarını engellemek için her türlü yolu kullanmaya hazır olduğumuzu anlamalı. Dünya üzerindeki hegemonyayı herhangi bir ülke, bölge, kıtada sürdürmek için savaşıyorlar. Biz meşru güvenlik çıkarlarımız için savaşıyoruz. Örneğin 1991 sınırları diyorlar. Bir süre önce Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelensky’yi ziyaret eden ABD’li senatör Lindsey Graham, Ukrayna’nın nadir toprak metalleri açısından çok zengin olduğunu ve bu zenginliği Ruslara bırakamayacaklarını açıkça söyledi. Yani Batı’ya tüm doğal ve insan kaynaklarını satmaya veya vermeye hazır olan rejim için savaşıyorlar. Biz bu topraklarda yaşayan, ataları yüzyıllardır bu toprakları geliştiren, şehirler inşa eden, fabrikalar kuran insanlar için savaşıyoruz. Biz insanları önemsiyoruz, doğal kaynakları değil. ABD’deki birileri bu doğal kaynaklar üzerine oturmak ve Ukraynalıların sadece hizmetçi olarak oturmasını istiyor. Dolayısıyla bu hipersonik sistemi gerçek eylemde test ederek vermek istediğimiz mesaj; meşru çıkarlarımızı korumak için her şeyi yapmaya hazır olduğumuzdur” şeklinde konuştu.

“Hedefimiz insanları öldürmek olmadı”

Rusya-Ukrayna savaşında her iki tarafta yaşanan can kaybı sayısının sorulması üzerine Lavrov, “Ukraynalılar tarafından açıklanmıyor. Vladimir Zelenskiy, Ukrayna tarafında 80 binden çok daha az kişi olduğunu söylüyordu. Filistin’de 1 yıllık sürede öldürülen sivil sayısının 45 bin olduğu tahmin ediliyor. Bu, (2014’teki) darbeden sonraki 10 yıl içinde Ukrayna çatışmasının her iki tarafında ölen sivillerin sayısının neredeyse iki katı. 1 yıl ve 10 yıl. Yani bu Ukrayna’da bir trajedi. Filistin’de bir felaket, ama bizim hiçbir zaman hedefimiz insanları öldürmek olmadı” dedi.

Bakan Bak: “‘Ben yaparım’ diyeceksiniz” Bakan Bak: “‘Ben yaparım’ diyeceksiniz”

“İstanbul’da kabul edilen ilkeler temelinde müzakerelere hazırız”

Lavrov, ABD’nin yeni başkanı Donald Trump’ın Ukrayna’daki savaşı sona erdirme vaadi hatırlatılarak, hangi şartlarla bunun mümkün olabileceği sorusu üzerine, “Başkan Putin 14 Haziran’daki konuşmasında İstanbul’da kararlaştırılan ve (eski İngiltere Başbakanı) Boris Johnson tarafından reddedilen ilkeler temelinde müzakere etmeye hazır olduğumuzu yineledi. Temel ilke Ukrayna’nın askeri olmayan bir statüde olmasıdır. Ukrayna’ya kolektif güvenlik garantisi verecek ülkeler grubunun içinde yer almaya hazırız. Kesinlikle NATO olmayacak. Askeri üs olmayacak, Ukrayna topraklarında yabancı birliklerin katılımıyla askeri tatbikat olmayacak” ifadelerini kullandı.

“Blinken ile 2 yıl önce görüştüm”

ABD’de dış politika kararlarını kimin aldığı sorulan Lavrov, “Tahmin edemem. (ABD Dışişleri Bakanı) Antony Blinken’ı yıllardır görmedim. En son ne zamandı, sanırım iki yıl önce G20 zirvesinde. Orada Başkan Putin’i temsil ediyordum. Yardımcısı bir toplantı sırasında yanıma geldi ve Antony’nin sadece 10 dakika konuşmak istediğini söyledi. Odadan çıktım, el sıkıştık ve gerginliği azaltma ihtiyacından bahsetti. Bunu açıkladığım için bana kızmayacağını umuyorum. Ama odada bulunan birçok kişinin önünde buluşuyorduk ve ‘Rusya’ya stratejik bir yenilgi yaşatmak istiyorsunuz’ dedim. ‘Hayır. Bu küresel bir stratejik yenilgi değil. Sadece Ukrayna’da’ dedi” şeklinde konuştu.

Lavrov, “Uluslararası etkinliklerde tanıdığım bir Amerikalıyla karşılaştığımda bazıları selamlaşıyor, bazıları birkaç kelime konuşuyor ama ben kendimi asla dayatmıyorum. Avrupalılar beni gördüklerinde kaçıyorlar. Son G20 toplantısında çok saçmaydı. Yetişkin insanlar, olgun insanlar çocuk gibi davranıyorlar. Çok çocukça. İnanılmaz” diye konuştu.

“Türk ve İranlı mevkidaşlarımla Doha’da görüşeceğiz”

Lavrov, “Halep’in bazı kısımlarını ele geçiren rejim muhaliflerini kim finanse ediyor? Esad hükümeti düşme tehlikesiyle mi karşı karşıya? Sizin görüşünüze göre Suriye’de tam olarak neler oluyor?” sorusuna ise şu cevabı verdi:

“Bu kriz başladığında bir anlaşmamız vardı. Astana sürecini (Rusya, Türkiye ve İran) organize ettik. Düzenli olarak bir araya geliyoruz. Yıl sonundan önce veya gelecek yılın başlarında sahadaki durumu görüşmek üzere başka bir toplantı planlanıyor. Oyunun kuralları Suriyelilerin birbirleriyle anlaşmalarına yardımcı olmak ve ayrılıkçı tehditlerin güçlenmesini önlemektir. ABD’liler, Suriye’nin doğusunda işgal ettikleri kaynaklar olan petrol ve tahıl satışlarından elde edilen karları kullanarak bazı Kürt ayrılıkçıları (terör örgütü YPG/PKK) yetiştirirken bunu yapıyorlar. Çok endişeliyiz. Halep ve çevresiyle ilgili olarak Türk Dışişleri Bakanı (Hakan Fidan) ve İranlı meslektaşımla (Abbas Arakçi) bir görüşmem oldu. Bu hafta Doha’daki uluslararası konferans marjında görüşme konusunda anlaştık. İdlib bölgesindeki anlaşmaların sıkı bir şekilde uygulanmasına geri dönme ihtiyacını görüşmek istiyoruz. Çünkü İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi teröristlerin Halep’i ele geçirmek için hareket ettiği yerdi. Biz, dışişleri bakanları olarak önümüzdeki cuma günü (yarın) durumu görüşeceğiz. Üç ülkenin ordusu ve güvenlik yetkilileri birbirleriyle temas halinde” ifadelerini kullandı.

“Görüşmemizin durumu istikrara kavuşturmaya yardımcı olacağını umuyorum”

Esad rejimine ait güçlerle çatışan Heyet Tahrir Şam’ı (HTŞ) kimin finanse ettiği ya da yönlendirdiğine ilişkin Lavrov, “Bazı bilgilerimiz var. Ortaya atılan ve kamuoyuna açık olan bilgiler arasında ABD’liler ve İngilizler de var. Bazı insanlar İsrail’in bu durumu daha da kötüleştirmekle ilgilendiğini söylüyor. Böylece dikkatler Gazze’den başka yöne çevriliyor. Bu, karmaşık bir oyun. Birçok aktör dahil. Bu hafta yapacağımız görüşmenin durumu istikrara kavuşturmaya yardımcı olacağını umuyorum” şeklinde konuştu.

"Trump, çok güçlü ve sonuç isteyen bir insan"

Lavrov, Donald Trump hakkındaki düşüncelerinin sorulması üzerine, "Kendisiyle Başkan Putin’le görüşmeler yaptığı sırada birkaç kez görüştüm ve ikili görüşmeler için ziyaret ettiğimde beni iki kez Oval Ofis’te kabul etti. Bence o çok güçlü bir insan. Sonuç isteyen bir insan. Hiçbir şeyde ertelemeyi sevmeyen biri.

Benim görüşüm bu. Tartışmalarda çok arkadaş canlısı. Ancak bu bazı insanların onu sunmaya çalıştığı gibi onun Rusya yanlısı olduğu anlamına gelmiyor. Trump yönetimi döneminde uğradığımız yaptırımların miktarı çok büyüktü. Halkın oy kullanırken yaptığı her türlü tercihe saygı duyuyoruz. Amerikan halkının tercihine saygı duyuyoruz. Başkan Putin’in dediği gibi mevcut yönetimle temaslara her zaman açıktık ve açık olduk. Donald Trump göreve başladığında bunu anlayacağımızı umuyoruz. Başkan Putin’in dediği gibi top onların tarafında. Ekonomi, ticaret, güvenlik, herhangi bir şeydeki temaslarımızı, bağlarımızı asla koparmadık" ifadelerini kullandı.

Kaynak: iha