Muşlu fotoğrafçı Adem Sönmez, Nemrut Dağı’nı ilk fotoğraflayan biri olarak bölgenin tarihine ve kültürel önemine ışık tutarken, aradan geçen 32 yılı değerlendirdi.

Bitlis’in Tatvan ilçe sınırları içinde bulunan Nemrut kalderasına ilk ziyaretini 1983 yılında gerçekleştiren fotoğrafçı Adem Sönmez, o meşhur fotoğrafı ise 1992 yılında çekti. Aradan geçen 32 yılda hem bölgenin turistik gelişimi hem de koruma çalışmalarında önemli ilerlemeler kaydedilirken, bu süre zarfında Nemrut’un doğasında da ciddi değişimler meydana geldi. Sönmez’in fotoğrafları, Nemrut’un benzersiz güzelliklerini belgelerken, böylece gelecek nesillere aktarılmasına katkı sağlıyor.

32 yıl boyunca yaşanan değişimleri değerlendirmek, sadece bir bellek tazeleme değil, aynı zamanda geleceğe dair dersler çıkarma fırsatı da sunuyor. Sönmez, Nemrut Krater Gölü’ne ziyarete gelen gençlere ilk çektiği fotoğrafı göstererek, fotoğrafı nasıl ve hangi makineyle çektiği hakkında bilgiler verdi. 1992 yılında çektiği fotoğrafın aynısını çekmek için defalarca zirveye çıktığını ancak bir türlü aynı kareyi çekemediğini belirten Sönmez, 32 yılda çok şeyin değiştiğini söyledi. Sönmez, “Bu bölgenin fotoğrafçısı sayılırım. Benim ilk Nemrut’u tanıtmam 1983’te bir dağcı arkadaşla gelmiştik. Kamp kurduk. İlk dağcılık eğitimini gördük. O zaman durduğumuz şu tepeler doğaldı. Hiç el değmemişti. O günden bugüne sürekli gidip geliyorum ve hep çektiğim fotoğraflarla burayı tanıtacağım diye her sene fotoğraf çektim. En son 13 Haziran 1992’de zirvedeki tepelere çıktım. Zirveden dört parça fotoğraf aldım. O panoramik meşhur herkesin bildiği o fotoğrafı çektim o zamanlar. Tabi o zaman photoshop falan yoktu. Kartpostal poster yapacağız, 5 yıl arşivimde bekledi. Ondan sonra İstanbul’da onu bir firmada slayta dönüştürdüm. O günün yaşamıyla bugünü kıyaslamak için diyorum, şu anda birleştirme işi telefonlar ve bilgisayarlar bedava yapıyor. O zaman ben 500 dolar ödedim bunları birleştirmek için. O zaman teknoloji yeni yeni gelmişti ve o kartpostallar dünyaya yayıldı. Dünyaya yayıldıktan sonra insanlar burayı tanıdı” dedi.

Sönmez, o fotoğrafı çekmek için yılda birkaç kez geldiğini, fotoğraflar çektiğini, fakat bir daha o fotoğrafı alamadığını belirterek, “Çünkü o dönemde haziran ayının ortasında kar var, yeşillik var, göller su ile dolu. Küçük gölün orada arabalar geçmiyordu, yollar su altındaydı. Şu anda çektiğimiz o manzara şuralar komple su doluydu. O zamanın fotoğrafları var bende. Artık çevre bozuldu. İklim değişti. Sular çekildi. Artık kar eskisi gibi yerde kalmıyor. Ben dahil hiçbir fotoğraf benim çektiğim o kareyi bir daha egale edemez ve senede binlerce fotoğrafçı o zirvelere çıkıyor, oradan da gidip benim aynı o açımdan burayı çekiyor” ifadelerini kullandı.

Kar, İstanbul’un kapısına dayandı Kar, İstanbul’un kapısına dayandı

Adem Sönmez, Avrupalı Seçkin Destinasyonlar Projesi (EDEN) çerçevesinde ’Mükemmeliyet Ödülü’ alan Nemrut’taki çevre kirliliğine de dikkat çekerek, “Üzüldüğüm en büyük şey, hem iklim değişimi hem de bizim toplum maalesef bir şeyin kıymetini bilmiyor. Kirletiyor. Bu tabelalar milli park statüsüne geçtikten sonra yasaklandı. Hayvanlar yasaklandı, koyunlar yasaklandı. Çok güzel oldu, orman oldu. Eskiden bu ağaçlar falan yoktu. Şimdi kocaman bir orman oldu. Şu an üzüldüğüm şey ise bu tabelaları kırmışlar, parçalamışlar. İnsanlarımız buranın değerini ve kıymetini bilmeli artık. Bu bizimdir. Bir daha olmaz. 40, 30 ve hatta 20 sene önce gördüğüm görüntü şu anda yok. Dünyaca ünlü bir krater gölü ne yazık ki toplumumuz bunun kıymetini bilmiyor. İnşallah Nemrut Krater Gölü hak ettiği yere gelecek” şeklinde konuştu.

Kaynak: iha