Çevre

’Tarım Şehri’ Şanlıurfa’da çiftçiler tedirgin

HARRAN ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ PROF. DR. ALİ RIZA ÖZTÜRKMEN, ŞANLIURFA'DA KURAKLIĞA DİKKAT ÇEKTİ. ARAZİ İNCELEMELERİNDE BULUNAN ÖZTÜRKMEN, TÜRKİYE'NİN ÖNEMLİ TARIM ÜRETİM MERKEZLERİNDEN ŞANLIURFA'DA YAĞIŞ REJİMİNDEKİ DÜZENSİZLİKLERİN HUBUBAT EKİM TAKVİMİNİ DEĞİŞTİRDİĞİNİ SÖYLEDİ.

Türkiye’nin önemli tarım merkezlerinden Şanlıurfa’da geciken yağışlar, hububat ekim tarihini değiştirdi. Kentte birçok çiftçi Ekim ayında ekilmesi gereken hububat tohumlarını, Aralık ayına girilmesine rağmen toprakla buluşturamadı. Harran Ovasında çiftçilerin tedirginliği sürerken, uzmanlar ise kuraklığa karşı önlemlerin alınması gerektiğini söyledi.

Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Rıza Öztürkmen, Şanlıurfa’da kuraklığa dikkat çekti. Arazi incelemelerinde bulunan Öztürkmen, Türkiye’nin önemli tarım üretim merkezlerinden Şanlıurfa’da yağış rejimindeki düzensizliklerin hububat ekim takvimini değiştirdiğini söyledi.

Öztürkmen, önceki yıllarda kentte ekim ayında hububat ekiminin yapıldığını ancak yağışın olmamasından dolayı Aralık ayına girilmesine rağmen bazı çiftçilerin halen hububat tohumlarını toprakla buluşturamadığını aktardı.

"Ekim ayında yağmur miktarı sıfır"

Öztürkmen, "Şanlıurfa ilimiz Türkiye’deki işlenebilen tarım arazileri potansiyeli bakımından önemli tarım merkezlerinden biridir. Konya ve Ankara’dan sonra Şanlıurfa geliyor. Tabii bizim en büyük avantajlarımızdan bir tanesi, sulanabilen tarım arazisi oranı da çok yüksek. Ancak bu dönemde sulamanın da kapanması ve kış dönemine girilmesiyle sulamada yapılmamaktadır. Dolayısıyla kuru-sulu her türlü tarım arazisinde bir su ihtiyacı mevcuttur. Ekim ayında başlayan tarım yılı, su yılı bugün Aralık ayının başına geldiğimiz zaman bakıldığında henüz gelen yağmur miktarı Ekim ayında sıfır, Kasım ayında ise 21 milimetre idi. Ben dün meteoroloji yetkilileri ile görüştüm. 21 milimetre idi. Bu 21 milimetre tabi geçen hafta sonunda başlayan bir yağmurla oluştu. Dolayısıyla ilimizde hububat ekini yapacak olan çiftçilerimizin birçoğu yetiştirebilirlerse bu yağışla beraber bir üretim planlamasına başlayıp ekimi yaptılar fakat birçok çiftimizin henüz ürününü ekmediğini görüyoruz. Az önce söylediğim gibi tarımda o kadar ilginç şeyler yaşamaya başladık ki iklim verilerinin değişmesi, tarımsal kuraklığın artması ve kuraklık riskinin gittikçe daha açık ortaya çıkardı. Hububat tarımında, ekimi yaklaşık olarak biz bir ay diyorduk ama bir buçuk ayı bulduk yani 45-50 gün geciktirdi. Bu gecikme üretimin ikinci aşaması olan, 2’nci ürünün de gecikmesine neden olacaktır. Önümüzdeki günlerde yağış görünmüyor, bir 10 günlük dilim için söylüyorum, Şanlıurfa için eğer 10 günlük bir dönem içerisinde yağmur yağarsa ümit ediyorum ki hububat bir an önce ekilir ve bir dahaki yıl hasat dönemine gecikmemiş oluruz" dedi.

"Bütün çiftçiler yağmuru bekliyor"

Tüm çiftçilerin yağmuru beklediğini belirten Öztürkmen, "Kuru-sulu tarım arazileri fark etmeden tüm çiftçiler yağmuru bekliyor. Ekim yapabilmek için ya tav durumuna gelmiş alanlarda ekimi hızlandırmak lazım veya imkanı olan çiftçilerimizin bazısı işte arkamızda görülen parsel gibi kendi şartlarını zorlayarak, kendi imkanlarıyla sulama yapıp toprağı tav durumuna geçirirler. Hububat ekimlerinin geçmiş yıllara göre kaydığını görüyoruz. Ve önümüzdeki günlerde de eğer bir yağmur yağarsa şartlar biraz daha iyileşirse çiftçimizin hızla bu hububatlarını ekmelerini istiyoruz" dedi.

"Suyun kıymetini bilmemiz şart"

Suyun önemine değinen Öztürkmen, "Maalesef doğayla bir savaş halindeyiz habire tarım arazilerine betonlaşma yapıyoruz, tarım arazilerini kötü kullanıyoruz, anızlarımızı yakıyoruz. Dolayısıyla doğayı biz kötülediğimiz için bu yağışlar gidiyor. Bugün beton yoğunluğu çok olan bir yerle tarım arazisi ya da açık alan arasındaki sıcaklık farkı 6-8 derecedir. Tabii betonun olduğu yerde sıcaklık arttığı için büyük ihtimalle yağışın azalmasına neden oluyor, iklim değişiyor. Yani Şanlıurfa’nın 4 yıllık bir iklim verilerine bakacak olursak yıllık 200 milimetre yağışın olduğu yılı da gördük, yıllık 780 milimetlerde olan yağışı da gördük. Bana göre Türkiye tarımı artık belli bir yere oturtulamıyor. Dolayısıyla her zaman kendimizi kurağa hazır, yağışın azalmasına hazır bir şekilde davranıp ona göre çeşit, ona göre tarımsal faaliyetler içinde bulunmamız şart. Yani suyun bir gün daha fazla azalacağını göz önüne alıp ona göre önlemler almamız şart. Su dünyanın en değerli şeyi farkında değiliz ama gittikçe kuraklaşan ve düzensizleşen yani 21 Eylül’de Şanlıurfa’ya dünya kadar yağmur yağıyor, sel oluyor, geçen yıl işte Mart ayında yaşanan sel gibi, bir de 9 ay boyunca hiç yağmur yağmıyor. Yani bu düzensizlikleri göz önüne alıp ona göre suyun kıymetini bilmemiz şart çünkü önümüzdeki günlerin ne getireceğini kimse bilemiyor. Su dünyadaki en kıymetli varlıklardan bir tanesi, bunu bilip gelecek nesiller için de olsa, kendimiz için de olsa kıymetini bilip iyi planlama yapmamız şart" diye konuştu.

"Henüz ürün ekemedik"

Bu yıl henüz ürün ekemediğini belirten çiftçi Müslüm Tumbul, "Bu yıl hiç bir şey ekemedik. Her tarafa bak kurudur. Bir şey yok. Her yıl, maydanoz, nane, marul, tere, turp ekiyorduk. Bu yıl kuraklıktan dolayı hiçbir şey ekemedik" ifadelerini kullandı.