Avrupa Birliği Siyaseti ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. İrfan Kaya Ülger, Esad sonrası dönem için Suriye’de yaşanabilecek senaryolar hakkında önemli bilgiler verdi. Türkiye’nin tampon bölgenin eksik kısımlarında Suriye’ye yönelik bir kara harekatı yapmasını beklediğini söyleyen Ülger, "Türkiye’nin kararlılığı karşısında orada bir terör unsurunun ayakta kalacağı kanaatinde değilim. ABD eskisi kadar güçlü bir şekilde terör örgütlerinin arkasında duramıyor" dedi.
Kocaeli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İrfan Kaya Ülger, Suriye’de yaşanan son olayları değerlendirdi. Avrupa Birliği Siyaseti ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Ülger, Esad rejiminin yıkılmasıyla birlikte Suriye’nin karanlık bir dönemi geride bıraktığını dile getirdi. Fırat’ın doğusunda ABD himayesi altında terör yapılanmaları olduğunu söyleyen Ülger, Esad sonrası dönem için Suriye’de yaşanabilecek senaryolar hakkında konuştu.
"Karanlık dönem sona erdi"
Esad’ın gidişi ile Suriye’de karanlık dönemin geride bırakıldığını dile getiren Prof. Dr. Ülger, "1963’den beri bir azınlık diktatörlüğü iktidardaydı ve iki düzineye yakın muhalif örgütün kolektif harekatı sonucu rejim geçtiğimiz hafta yıkıldı. Böylece Suriye karanlık dönemi geride bıraktı. Rejimin son döneminde üç seçenek konuşuluyordu. Birincisi Esad idaresi altında reformcu bir anlayışın hakim olması, muhaliflerin iktidarda temsil imkanı bulunması. İkincisi, alternatif ulusal mutabakat hükümeti kurulması, siyasi birlik ve toprak bütünlüğü temeli. Üçüncüsü ise alternatifte Suriye’nin Esad sonrası dönemde birkaç parçaya ayrılması şeklindeydi" dedi.
"Fırat’ın doğusunda ABD himayesi altında bir terör yapılanması var"
Birinci seçeneğin devre dışı kaldığını belirten Ülger, "Şu an itibariyle ülkenin bütünlüğünü koruma ihtimali, varlığını korumakla birlikte günden güne azalıyor. Çünkü Lazkiye Tartus bölgesinde Nusayri idaresi olmayacağı kesinlik kazandı. İsrail; Golan Tepeleri etrafında saldırılarla tampon bölge oluşturmaya çalışıyor ama Suriye topraklarında bir İsrail işgalinin genişlemesi şeklinde yorumlamamak lazım. Önümüzdeki zaman diliminde hem Gazze’de hem de daha önceden ateşkes sağlanan Lübnan’da bir barış anlaşmasına doğru evrilme ihtimali güçlü. Suriye’de ara dönemde bir avantaj sağlama çabası olarak bunu okumak lazım. En önemli engel geleceğe yönelik ülkenin siyasi birliği ve toprak bütünlüğü bakımından tehlike oluşturan husus, Fırat’ın doğusu. Fırat’ın doğusunda ABD himayesi altında bir terör yapılanması var ve bunun önümüzdeki dönemde eğer merkezi hükumete eklemlenmesi terörist unsurların oradan tavsiyesi var. Bu söz konusu olmazsa bir çatışma oluşturabilir ve önümüzdeki zaman diliminde bunun uzunluğu kısalığı yine Amerikan yönetimine bağlı olarak şekillenecek ama manzara gayet açık" şeklinde konuştu.
"Türkiye’nin tampon bölgenin eksik kısımlarında Suriye’ye yönelik bir kara harekatı yapmasını bekliyorum"
Türkiye’nin Suriye’deki harekatlarını değerlendiren Prof. Dr. Ülger, "Türkiye’nin destek verdiği Özgür Suriye Ordusu geçtiğimiz hafta Tel Rıfat’ta terör unsurlarını oradan temizledi ve iki gün öncede Münbiç aynı şekilde YPG’den terör unsurlarından temizlendi. Fırat’ın doğusunda önümüzdeki zaman diliminde gittikçe artan ölçüde geniş bir alanda yaymak mümkün. Deyrizor’da Arap aşiretleri baskıya karşı tepki ortaya koydu. Deyrizor da kurtarıldı. Önümüzdeki zaman dilinde Türkiye’nin tampon bölgenin eksik kısımlarında Suriye’ye yönelik bir kara harekatı yapmasını bekliyorum. Birinci olarak Ayn El-Arap, ikinci olarak da Kamışlı’da, Haseke’de Amerikan üssü var. Bir taraftan da Türkiye ile müzakere yapıyor" ifadelerini kullandı.
"Eskisi kadar güçlü bir şekilde terör öğütlerinin arkasında duramıyor"
Geçtiğimiz haftalarda ABD Savunma Bakanı Lloyd James Austin’in Türkiye ile irtibat kurduğunu dile getiren Ülger, "Dışişleri Bakanı Antony Blinken, ’Türkiye’nin kendini savunma hakkı ve terörle mücadelesini anlıyoruz. Anlayışla karşılıyoruz. Fakat bizim IŞİD’le mücadelede iş birliği yaptığımız Suriye demokratik güçleri acaba bir çatışmadan dolayı negatif etkilenir mi bundan kaygılıyız’ dedi. Yani açıkça söyleyemedikleri şu; eskisi kadar güçlü bir şekilde terör öğütlerinin arkasında duramıyorlar. Trump iktidarıyla birlikte iki seçenekten birisinin öne çıkaracağını düşünüyorum. Birincisi Trump’ın merkantilist ticari bakış açısına sahip bir lider olarak bu coğrafyadan askerlerini çekme seçeneği. İkincisi Amerikan derin devleti CIA, Pentagon ikna ederse, Trump’ı direnmeye çalışırlarsa da terör unsurları sınırlı zaman diliminde tutunabilirler. Fakat uzun vadede Türkiye’nin kararlılığı karşısında orada bir terör unsurunun ayakta kalacağı kanaatinde değilim" dedi.
"Ulusal mutabakat hükümeti kurmaya çalışıyorlar"
Suriye bir geçiş dönemi yaşadığını aktaran Ülger, "Sorunlar ortaya çıkıyor ama şu ana kadar son derece itidalle, uzlaşıyla hareket ettikleri görünüyor. Heyetu Tahriru’ş-Şam en büyük örgüt ama bunun arkasında iki düzineye yakın daha örgüt var. Bunların içinde muhalif örgütlerin içerisinde Türkiye’nin de desteklediği Özgür Suriye Ordusu da var. Bir ulusal mutabakat hükümeti kurmaya çalışıyorlar. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararı temelinde önümüzdeki dönemde Suriye’nin yeni devlet yapısının belirlenmesi ve aynı zamanda anayasa hazırlaması, seçimlere gidilmesi konuşulacak. Genel olarak baktığımızda her ara dönemde olduğu gibi kısmi sorunlar, sıkıntılar olacak ama halkın Beşer Esad muhalifi kolektif duruşu transformasyonunun daha ılımlı gerçekleşmesine neden olur. Yani kanlı çatışmalar yaşanmadı. Esad’a bağlı grupların, birliklerin çözülmesi bu sürecin daha ılımlı bir çerçevede gerçekleşmesine kapı araladı" ifadelerini kullandı.