Uzmanlar, akciğer kanserinde erken tanı ve teşhisin önemine değinerek, erken tanının tedavide önemli bir etken olduğunu belirtti. Kartal Dr. Lütfi Kırdar Şehir Hastanesi Başhekimi ve Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Recep Demirhan, “Eğer akciğer kanserini erken evrelerde, yani 1. ve 2. evrede yakalarsak uzun dönem yaşam şansı elde etmek tedaviyle mümkün. Özellikle cerrahi tedavi şansı gören hastalarda uzun dönem yaşam şansı elde etmek mümkün” dedi.

Diş hekimliği öğrencileri önlüklerini giydi Diş hekimliği öğrencileri önlüklerini giydi

Uzmanlar, en sık görülen kanser türlerinden olan akciğer kanseri hastalığında erken tanı ve teşhisin önemi konusunda vatandaşı uyarıyor. Akciğer Kanser Farkındalık Ayı kapsamında açıklamalarda bulunan Kartal Dr. Lütfi Kırdar Şehir Hastanesi Başhekimi ve Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Recep Demirhan, akciğer kanserinde erken tanı ve yapılan tedavi yöntemleri hakkında bilgilendirmede bulundu.

Prof. Dr. Recep Demirhan, akciğer kanserinin şu anda dünyada en sık görülen ve en öldürücü kanserlerin başında geldiğini söyleyerek, "Özellikle erkeklerde akciğer kanseri birinci sırada gelmekte. Bunu da prostat kanseri izliyor. Kadınlarda da meme kanserinden sonra akciğer kanserini çok sık görmeye başladık. Dünyada her yıl yaklaşık 2 milyonun üzerinde kişi akciğer kanserine yakalanmakta. Akciğer kanserinin evreleri var. Eğer akciğer kanserini erken evrelerde, yani 1. ve 2. evrede yakalarsak uzun dönem yaşam şansı elde etmek tedaviyle mümkün. Özellikle cerrahi tedavi şansı gören hastalarda uzun dönem yaşam şansı elde etmek mümkün” dedi.

"Hastalar erken teşhis edilip tedavi edilebiliyorsa bu durum tedavideki başarı şansını arttırıyor” diyen Prof. Dr. Recep Demirhan, “Eskiden akciğer kanserinde cerrahi tedavide torakotomi denilen açık ameliyatlar yapılırken şimdi VATS dediğimiz, kapalı yöntemle çok daha küçük kesilerle akciğer kanserini tedavi edebilir hale geldik. Aynı zamanda tanıda, teşhise giderken basit, çok daha kolay ve kullanılabilir, akciğerle ilgili diğer yapıları daha iyi gösteren PET-CT gibi tanı yöntemlerimiz ve araçlarımız var. Bunlar yaptığımız işleri oldukça kolaylaştırıyor. Dolayısıyla tüm bunları multidisipliner, birden çok birimin bir arada olduğu büyük hastanelerde yaptırmak, hastaları daha kısa sürede tedaviye kavuşturmak mümkün olabiliyor” diye konuştu.

Prof. Dr. Demirhan, “Hastalara biz diyoruz ki ‘ya sigaraya hiç başlamayın, başladıysanız da mutlaka bırakın, eğer sigara içiciyseniz, 20 yılı aşkın süredir sigara içmişseniz ve 50 yaşının üzerindeyseniz mutlaka ve mutlaka düşük dozlu tomografi ile yılda bir kez kendinizi takip ettirin ki erken teşhis mümkün olabilsin. Erken teşhis ile birlikte erken tedavi olsun ve uzun yaşam süreleri elde edelim’. Eğer bu şekilde tedavide ve tanı algoritmalarında tüm Türkiye’de hızlı davranabilirsek akciğer kanserinden kaybedilen birçok hastayı erken teşhis ile sağlığına kavuşturma şansımız olacaktır” dedi.

50 yıldır sigara kullanan, akciğer kanseri teşhisi konulan ve ameliyat olarak sağlığına kavuşan Aziz Demiray, “ Ben 2019’da bu hastalığa yakalandım. Bu hastanede Prof. Dr. Recep Demirhan ile tanıştım. Hastane, hekim ve tanı. Bu 3 faktör çok önemli. Hocamın bunlara vakıf olduğuna ben inandım. 2019’da ameliyat oldum ve yaşamıma devam ediyorum. Ben 50 sene sigara içtim. Benim vatandaş olarak önerim; sigara içen vatandaşlar sigarayı bıraksınlar. Bu hastalığa yakalanırlarsa sağlık merkezini iyi seçsinler” dedi.

Yine aynı hastalıktan dolayı ameliyat olan ve sağlığına kavuşan İsa Kerdiğe ise, “Nefes darlığı rahatsızlığıyla buraya geldim. İyi ki buraya gelmişim. Burada ehli insanlarla tanıştım, Allah razı olsun hepsinden. 50 sene sigara içtik. Gençlerimiz sigaraya özenmesinler” şeklinde konuştu.

Kaynak: iha